Günlük hayatın önemli bir parçası olan faturalar, ticari hayatın işlerlik kazanmasında ve ticari hayat içerisinde güvenin oluşturulmasında da önemli bir görev üstlenmektedir.
Fatura Türk Hukuk mevzuatı içerisinde Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) md. 23 ve 66 hükümleri ile Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) md. 229 -232 hükümlerinde düzenlenmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nda fatura, vergi açısından tacir olsun ya da olmasın veya bir ticari işletme ile ilgili olsun ya da olmasın bütün vergi mükelleflerini göz önüne alarak düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun fatura ile ilgili hükümlerinde ise ağırlıklı olarak (diğer gerçek şahıslara nazaran) basiretli bir iş adamı gibi hareket etme mükellefiyetinde olan tacirler ve ticari işletmeler esas alınarak düzenlenmiştir.
Faturanın tarifi (tanımı) VUK 229 uncu maddede yapılmıştır.
Maddeye göre fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.
T.T.K. da ise fatura tanımlanmamış ancak düzenlenmesi bir takım kurallara bağlanmıştır.(Bkz. m.23) Yine T.T.K.na göre faturalar tacirlerin yaptıkları sözleşmelerin belgelenmesi ve kaydedilmesine yarayan ticari ilişkilerde bu unsurun hayata geçirilmesini sağlayan belgedir. Örneğin “TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatında(içeriğinde) sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Aynı şekilde bu karine faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi de ortaya koymaktadır.
Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatına (muhtevası-içeriği) hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır. Diğer bir ifadeyle; kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nun md. 21 fıkra 1 hükmünde” Taraflardan yalnız biri için ticari iş mahiyetinde olan mukaveleler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır.” İfadesinden anlaşıldığı üzere faturadan söz edilebilmesi için, taraflar arasında daha önceden kurulmuş bir sözleşmesel ilişkinin bulunması gereklidir. Ancak faturanın sözleşmenin yapılması değil, yerine getirilmesi safhası ile ilgili bir ticari belge olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle fatura sözleşmenin şartlarını tespitini gösteren değil, tespit edilmiş olan şartların bir kısmını gösteren ve bunları belirli şartlarla belgeleyen bir evraktır. Kısaca bu hükme göre “fatura bir ispat aracıdır.”
Faturaya İtiraz Şekli:
Türk Ticaret Kanunu’na göre her ne kadar faturaya itiraz şekle tabi değilse bile faturanın tebliği ile başlayan süre ile itiraz süresinin zamanında yapılıp yapılmadığının tespiti ve ispatı için noter, kurye, kargo, aps, iadeli taahhütlü mektup vs. gönderilmesi belge güvenliği ve ispat kuvveti açısından tercih edilmelidir.
İtiraz Süresi:
Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. Örneğin, ayın 11’inde tebliğ edilen bir fatura için son itiraz tarihi aynı ayın 19’udur. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa ulaşması şart değildir. Sekiz günlük süre, sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği takdirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat yükü faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat yükü faturayı alan tarafa ait olur.
İlaveten irsaliyeli faturaların, malın tesliminde karşı tarafa verildiği ve malı alan tarafından irsaliyeli faturanın altındaki malı teslim alan bölümünün, faturayı teslim alan tarafından imzalandığını da göz önüne alarak ve irsaliyeli faturanın karşı taraf, tarafından imzalanarak alındığı tarih, yasada gösterilen 8 günlük sürenin başladığı tarihtir.
Fatura tutarının tamamına yapılan itirazlarda, fatura aslının muhataba iadesi daha uygun olacaktır. İtirazın kısmi olması halinde ise herhangi bir vade farkı veya faiz ödemesine maruz kalmamak için itiraz olunmayan kısma yönelik ödemenin yapılması daha uygun olacaktır.
Yine de her ne kadar kanunda almış olduğu faturaya yönelik 8 gün içinde itirazda bulunmayan kişinin faturanın içeriğinin kabul ettiği anlamına geldiği ifade edilmişse de bu hüküm faturadaki her türlü bilginin doğruluğunun kabul edildiği veya malın alıcıya teslim edildiği anlamına gelmez.
Bu durumda ise öncelikle genel ispat kurallarından yola çıkılarak yapılacak savunma, sunulacak iddia ve deliller çerçevesinde faturanın yazılı bir sözleşmeye dayanarak düzenlenip düzenlenmediği, faturaların gerçek alım ve satım karşılığı olup olmadığı, mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin usulüne uygun olup olmadığı, teslim tesellüm belgeleri, bedellerin ödendiğine dair ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan ödeme belgeleri ile satıcının banka hesabına gönderilip gönderilmediğinin tespiti ve faturaları düzenleyen mükellefin bu fatura içeriğine ilişkin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılması mümkün olacak hususlardır.
Faturanın Delil Değeri ve İspat Kabiliyeti
Bir faturanın ticari davalarda delil olarak değerlendirilebilmesi, ticari defterlere usulüne göre kaydedilip kaydedilmediği ile ilgilidir. Yani defterin kanundaki şekil şartlarına ve usulüne uygun olarak tutulması, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması ve defterde faturaya ve sözleşmeye dair kayıtların da birbirini doğrulaması gerekmektedir. Ayrıca ticari defterlerin sahibi lehine delil teşkil etmesi her iki tarafında tacir olmasını gerektirmektedir. Uyuşmazlık her iki ticari işletmeyi de ilgilendirmelidir.
Bir tarafın kanuna uygun tutulmuş ticari defterlerinde faturaya ya da sözleşmeye ilişkin hiçbir kayıt yoksa iddia ispat edilememiş sayılır. Ticari defterlerinin kapanış tasdiki olmaması lehe delil olamazsa da kendi defterinde kayıtlı borç bulunması aleyhe delil olmaktadır. İlaveten taraflardan biri defteri ibrazdan kaçınırsa, deftere dayanan taraf iddiasını ispat etmiş sayılacaktır.
Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.