top of page

Gölge ve ışık tıpkı bir madalyonun iki yüzü gibidir. Genellikle ışık saflık, iyilik ve gerçekle ilişkilendirilirken, gölge geleneksel olarak kötü bir üne sahiptir. Herkesin doğduğu andan itibaren kendisine eşlik eden, sürekli değişen kişisel gölgesi vardır. Görüş alanından gizlenen gölge, ışığın yokluğuna veya varlığına bağlı olarak kaybolur, bazen de sihirli bir şekilde ortaya çıkar.

Bir gölgenin oluşması için bir nesnenin ışık yolunu engellemesi gerekir. Durumuna göre bazen daha çok bazen ise daha az olarak aydınlığı karanlık yapar.


Gölgeler gariptir. Bazen bir hikâyede önemli olan bir kişinin veya nesnenin yerini alır. Bazen ise çevremizdeki dünyayı betimleyen, çeşitli medyalara maruz kalmamız da önemli rol oynayan faktörlerdir.


Çok sayıda insan yaşadığı toplumdaki tüm sorunları ve diğer insanların sorunlarını görmeyi gölgelerine bırakırlar. Diğer bir ifadeyle kendilerinin kabul edilemez olarak gördüğü kısımlarını, görmezden gelme eğilimine girerler.


Bazen de çoğu insan yaşadığı toplumdaki tüm sorunları ve diğer insanların sorunlarını görmekte ancak kendi içlerine var olan gölgelerini de gizleyerek çok daha ciddi bir sorunu fark edememektedir.


Çoğu kez de gölge imgesi, toplumun ortak bilinçdışının yansıması olarak, toplumsal belleğin canlı ürünleri olan halk destanlarında (sıkça) kendine yer bularak, toplumsal bir olayı anlatmaktadır.

Bazı olayları ifade edemediğimizde gölgelerden yardım isteriz. Örneğin karaborsa veya gayri resmi veya yeraltı ekonomisi olarak, gölge ekonomiden bahsederiz.


Ya da kurum ve şirket yönetiminde gölge yönetim ve gölge yöneticilerden bahsederiz.

Gölgeyi bir zattan bahsetmek için “ancak varlık mertebesi itibariyle de çok aşağı ve çok zayıf olan bir kişi” manasında kullanırız.


Bu haliyle de olsa yine de gölge, kurduğu hiyerarşiyle, çözülmemiş devasa sorunlarından en azından bir kısmını omuzlamayı başarır.


Gölgeler çevremizdedir. Onlardan kaçamayız çünkü maalesef hepimiz gölgeler dünyasında yaşıyoruz. Eğer bir toplum gölgeler tarafından baskı altındaysa, birey kendi özel alanında, kendiyle kurduğu ilişkide dahi özgür olamaz.


Ancak “kendi gölgesiyle yüzleşebilenler, kendi ışıklarını görürler.” Bilinmelidir ki, gölgelerin an içindeki gerçeklikleri mutlak gerçeklik değildir; mutlak olmamak da kesin olmamak demektir. Birlikte mücadele edersek, daha önce tek gerçeklik olduğunu düşündüğümüz şeyin aslında bir yansımadan ibaret olduğunun farkına varırız.


Tüm bunları akli olarak açıklayacak olursak gölge  bir şeyin; yansımasından hâsıl olan, varmış gibi görünen ve ancak düştüğü yeri karartan bir görüntüsüdür.

 

 

Sonuç;

Unutmayın!


Şems Tebrizi’ nin de dediği gibi “Bil ki güneşe bakmaya cesareti olmayan gölgede kalmaya, gölgeyi ışık sanmaya mahkûmdur.”


Faydalı olması ümidiyle,

 

Not: “Bu makalelerde yer alan bilgiler yatırım tavsiyesi veya kişisel tavsiye niteliğinde değildir ve yatırım faaliyetinde bulunmaya davet veya teşvik değildir. Herhangi bir yatırım kararının uygunluğu konusunda bağımsız mali ve uygunsa hukuki tavsiye almalısınız.”

 

132 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page