Nakit akış yapısı işletmelerin yaşam döngüsünün devam edebilmesi için olmazsa olmazıdır.
Herhangi bir ödeme sıkıntısı yaşanmadan faaliyetlerin kesintisiz sürdürebilmenin birinci kuralı, kısa vadeli nakde dönüştürülebilir varlıkların, kısa vadeli yükümlülüklerden yani borçlardan fazla olmasıdır.
İşletmelerin nakit gereksinimini doğuran en temel neden ise nakit giriş ve çıkışları arasındaki uyumsuzluğun meydan gelmesi ve bu giriş çıkışların tarih ve tutarları hakkındaki belirsizliktir. Daha kısa bir ifadeyle nakit girişleri ve nakit çıkışları arasındaki eş zamanlılık dengesizliğidir.
Bu sebeple nakit akışının tutarının, zamanlaması ve belirsizliğinin, nereden kaynaklandığını ve nereye gittiğini birlikte değerlendirmek, finansal raporlamanın en önemli amaçlarından biridir.
Özellikle de üretim işletmeleri özelinde, üretimin sürekliliğini sağlamak için tedarik ve diğer üretim fonksiyonlarının gerçekleşmesi açısından nakit ve nakit yönetimi büyük önem taşımaktadır.
Ticaret hayatının normal seyrettiği dönemlerde işletmelerin uygun koşullarda ve istediği zaman kredi bulma imkânları, ekonomik istikrarsızlığın söz konusu olduğu kriz dönemlerinde daralmakta, kredi bulma koşulları işletmeler aleyhine dönebilmektedir. Ayrıca kriz dönemlerinde borç veren kurumların, vermiş oldukları borçları geri çağırmaları da söz konusu olabilmektedir.
Bu noktada işletme faaliyetlerini ve dolayısıyla da yaşamını iademe ettirmesi açısından güvence niteliğin de olsa nakit varlığa ihtiyaç duyacaktır.
Nakit varlıkların yönetsel başarısının sağlanmasında öncelikle yapılması gereken nakit giriş ve çıkışlarının hesaplanmasına yönelik nakit bütçesinin hazırlanmasıdır.
Nakit bütçesinin hazırlanması esnasında, nakit hareketlerini olumsuz olarak etkileyebilecek gelişmelerin dikkate alınarak, alacakların tahsilâtının hızlandırılması ve borçların yönetimi amaçlanmalıdır. Nakit bütçesi;
Belirlenen dönem sonunda işletmede bulunması beklenen tahmini nakit mevcudunu,
İşletmeden meydana gelebilecek tahmini nakit açığı ve nakit fazlasını,
Dönem içinde veya dönem sonunda ek finansman ihtiyacının olup olmadığını,
İhtiyaç duyulabilecek ek finansman ihtiyacının ne zaman ortaya çıkacağını ve hangi kaynaklardan sağlanabileceğini,
Ek finansmana hangi zamanlarda ihtiyaç duyulacağını belirler.
Ayrıca;
Birden fazla merkezde faaliyet gösteren işletmelerin, nakit yönetimini tek bir merkezde gerçekleştirmesi, nakit bütçesinde planlanmış olan nakit giriş ve çıkışlarının yönetiminde ortaya çıkması muhtemel farklılıkları ve çelişkileri önleyecektir.
Daha etkin bir nakit yönetiminin gerçekleştirilmesi ve nakit bütçesine uyum çerçevesinde ödemelerin ayın belli günlerinde gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
Nakit bütçesi işletmenin tutması gereken nakit miktarının işletmenin ihtiyaç duyduğundan fazla olması durumunu da göstereceğinden; işletmeye bu miktarı başka ve daha kârlı alanlarda kullanılabilme olanağını da sağlayacaktır. Örneğin;
Kur riskinin ortaya çıktığı durumlarda ya da yabancı para cinsinden yükümlülüklerin karşılanmasının aciliyet kazandığı durumlarda işletmeler, varlıkları içerisinde yer alan yerel para biriminin yerine nakit miktarı azalmadan, kur riskinden korunabilmek için döviz cinsinden tasarrufa yönelebilecekleridir.
Ayrıca işletme nakit bütçesi sayesinde (nakit çıkışlarının dönemleri belirlendiğinden) kısa süreli borçlarını vadesi gelmeden, alternatif kurumlardan borç alabilme veya genel ekonomi koşulları nedeniyle yenileme ve röfinansman seçeneklerinin kullanımını söz konusu edebilecektir.
Nakit bütçesinin hazırlamak işletmeye güçlü bir finansal esneklik kazandırarak, finansal sıkıntı maliyetlerinden kaçınmalarına ve kriz dönemlerinde daha iyi performans göstermelerine yardımcı olacaktır.
Not: Burada yer alan bilgi, yorum ve görüşler yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir.