Tarihte bazı olaylar vardır unutulmaz. Bazı tarihler vardır sanki bugünmüş gibi hafızalara kazınır. Bazı kişiler vardır ölümsüzleşir. Bazı araçlar vardır eskimesine müsaade edilmez. Gelin şimdi bunlara tarihimizden örnekler verelim.
Tarihimizde Türk ulusunun bir savaşı vardır. O da Türk Milletinin hiçbir zaman köleleştirilemeceğinin en büyük nişanesi Kurtuluş Savaşıdır. Öyle bir tarih vardır ki 19 Mayıs 1919 gibi. Bazı kişiler vardır. Ölümsüzleşir. Mavi Gözlü bir dev gibi. Adı “Mustafa Kemal Atatürk.”Bazı araçlar vardır. Bandırma Feribotu, Nusret Mayın Gemisi, Kartal İstimbotu gibi.
Yıl 1918. Orduları dağıtılmış ve devlet yönetimi sarsıntıya uğramış, Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisi sonrası İtilaf Devleri donanması Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul'a girdi. Aynı gün “Ebedî Şef Adana’dan 3 günlük tren yolculuğu sonunda geldiği Haydarpaşa Tren Gar’ının iskelesinden Karaköy’e (Galata’ya) geçip oradan Pera Palas’a gitmek niyetindeydi.
Kendisini bekleyen Kartal(o zaman Enterprise) isimli istimbota bindiğinde, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan bir rivayete göre 61 bir diğer rivayete göre 55 parçalık işgal donanmasının manevrasıyla karşılaşmıştı.
“Ebedî Şef Atatürk Kartal istimbotunun güvertesinde, buğulu gözlerle uzaklara bakıp ‘”verilen savaşları akıtılan kanları, on binlerce şehidi bunun için mi verdik’ diye öfkeli bir şekilde düşünürken, istimbotta bulunan kendini tutamayarak üzüntü içinde ağlayan yaveri Cevad Abbas’a kaşları çatık azimli bir sesle ağlama çocuk; "Evet gelirler, gelirler ama bir gün de geldikleri gibi giderler” dedi...
Mücadeleci bir ruhun kararlılığının en etkin bir şekilde dışa vurumu olan bu söz; Kurtuluş Savaşı’ mızın ilk işareti olur. Kurtuluş Savaşı’nın ilk işaretini verdiği Kartal İstimbotu da milli mücadelenin denizdeki sembollerinden biri olur.
“Geldikleri gibi giderler” deyimi güzel Türkçemizde “düşmanın elinin boş dönmesi ya da gezen insanların amaçlarına ulaşamadan gerisin geriye dönmesi” anlamında günlük hayatta sıkça kullanılmaktadır.
Ticari hayatta gitme özgürlüğüne sahip müşteri için kullanılır. Örneğin “müşteri size nasıl geldiyse sizi bırakıp, başkalarına da öyle gidebilecektir”
Hayata dair kullanıldığında ”. Annesinin rahminden çıplak çıkar insan. Çıplak geldi ve çıplak gidecek…”şeklindedir.
Yönetimler için sıkça kullanılan şekli “nasıl geldiniz, sandıkla geldiniz. O sandıkla gideceksiniz.”şeklindedir.
Örnekleri çoğaltmak mümkün; bir de hatırlayanlar bilir eskiden Erkan Yolaç ’ın yaptığı bir evet-hayır yarışması vardı. Sahi! Ne diyordu Erkan Yolaç;
“Mehter Marşıyla Gelip İzmir Marşıyla Gideceksiniz!”